ATASÖZLERİ VE ŞİİRLER
Ata toprağından ılham almasak,
Zaman ağaç kimin gurudar bizi.
Biz ataları yada salmasak,
Yarında neveler unudar bizi

Melekli beldesi, Türk kültürünün engüzel örneklerinden olan atasözleri açısından da çok zengindir. Atasözlerinde; yiğitliği,mertliği, çalışkanlığı, doğruluğu telkin eden bir çok söze rastlamak mümkündür.Atasözleri bölgenin bir nevi anatomisini ortaya koymaktadır.

- Gonağ ev sahabının bizavıdı   (ev sahabı hara gonah ora)

- TOSBAĞA TUMU AŞAMIR ĞALASI GIZINIDA ALIP DALINA:)

- ECELE ELİYEN İT SÜPÜRÜLMÜŞ YERE SIÇAR

- KASIBI DEVENİN ÜSTÜNDEDE İLAN VURAR

- SÖYERSEN EMERE SÖYELER ELİYE, GEL SEN VELİ OL SÖZ GALMASIN FİTNEYE.

- İT BAŞI ĞONÇADA DURMAZ

- İTE BAĞ YATTIĞI YERE BAĞ

- OĞURU ELE DANIŞTI DOĞRUNUN BAĞRI ÇATTADI

- AV ZAMANI GELENDE TAZININ İŞEYİ TUTARMIŞ

- EŞŞEYE MİNMEDEN EVVEL ADAM SIRTINA MİNELLER

- AĞRI DAĞI TEKİN BAŞIN DİK OLSUN

- ERARVAT (Ararat) DAĞI KİMİN CÜT GALIP GÜÇLÜ OLASIZ (yeni evlenenler için söylenir)

ERARVAT (ağrı) DAĞI kimin eş olasız mutlu galasız.

DOSTLUĞUNUZ İKİ AĞRI TEKİN OLA

- ELİ OLMUYUP EMİSİ OĞLU EMER OLUP NİYE GIYAMETMİ GOPUP.

Korkak min defe öler yiğit bir defe.
Duz duz dağında eşek nağırda duz alan duz alan.
Gartal yuvasında gartal uçar.
Ayna alemi beziyer özü lüt gezer.
Ağılsız başın cezasını ayağlar çeker.
Yerin nuru güneştir insanın nuru ilimdir.
Ehtiyat yiğidin yaraşığıdır.
İlanın ağınada nehlet garasınada.
Her kuşa öz yuvası doğmadır
Ata malına göz tiken oğul aç galar.
Toprakta izi olanın sofrada üzü olar.
Bir avuç gızılın olunca,bir avuç toprağın olsun.
Yay da çeken zehmeti gışta çeker lezzeti.

Ana bala yolunda canını oda yağar.
Artık tamah baş yarar.
İsdiyirsen bal çörek al eline bel kürek.
Ne tökersen aşına o da çıkar karşına

Datsız aşa duz neylesin, ağılsız başa söz neylesin.
Ağaç bar verende başını yere eğer.
Anasına bak gızını al, gırağına bak bezini al
Tike ile dost olanlar, iller ile küsülü olar.
Yahşi oğul neyleyir ata malını-yaman oğul neyler ata malını.
Utan utanmazdan, gorh gorhmazdan.
Gurt tükünü değiştirer, hesiyetini değiştirmez.
Ağıllı fikir eyleyinceye geder, deli vurdu çayı geçti.
Yaman avrat, yaman gonşu, yaman at; birini boşa, birini bağla, birini sat.
Bu ilki serçe, bildirkine çihçih örgedir.
Özüne erişte kesebilmir, özgesine umac avır.
Gurddan gorhan goyun sahlamaz.
Ay daş atan bahtavar, daşında bir vahtı var.
Serti sumda kesek, xermen üste yabalaşmıyah.
Doğru söz bayramlıdır, yalan söz viranlığ.
Yalandan düzelen evi yol yıhar.
Novruzda at bezesen murada yetersen.
Novruzda gülen il boyu güler.
Fehleçiliknen karın doymaz.
Gezmeyen ayağa taş değmez.
İt başı honçada durmaz.
Keçel yağı bilse öz başına yakar.
Lotuynan gezen lotu olar.
Min bilsen, bir bilene sor.
Niyet hara menzil ora.
Ocaktan kül eksik olmaz.
Ölmüş essek kurttan korkmaz.
Sürüden ayrılanı kurt yiyer
Toyuğ kaz yumurtası doğmaz.
Yağcı gün ağardar yaman gün karardar.
Bo ş gazan ses verer.
Merifeti kimden orgendin gözü çıkmış gardaşdan.
Çörek açan gapını kılınç açmaz.
Dama dama göl olar dada dada heç.
Aslından dönen bedes ildir ot kökün üsde biter.
Aslanın erkeği dişisi olmaz.
Ağaç eyildi gırıldı, yiğit eyildi öldü.
Buz suyun gış yuxusudur.
Baharda bir gün itiren yayda bir ay payızda bir il itirer.
Balalı guşa den çatmaz.
Od söner ad yok.
Gurt getti yazıya meydan galdı tazıya
Veteni goruyarsan veten olar gorumazsan kefen olar.
Babanın töktüğünü bala yığar ki, baba olanda eli boş galmasın.
Ele gelir gelir afdafa leğen,bize gelir sarımsak döyen.
Getti bostanın gırası galdı üzümün garası.
Sen ağa men ağa inekleri kim sağa.
Başım girmeyen yere, bedenini soğma.
Anlayana daş daşı, anlamazla yeme aşı.
Keçiye içki içiripler gedip gurdun mekanını basıp.
Menden sene bir öyüt, kendi ununu kendin öğüt.
Yalançı pehlivan el içinde rüsvay olar.
Çok eğilme basarlar, çok ucalma asarlar.
Tülkü tülküye buyurur tülküde guyruğuna.
Dovşanın taya da bala çığartması, tazının günehlığındandır.
Ağrımıyan başa soğan goyma.
Ağız yemese üz utanmaz.
Arvat kişinin genedidi.

Arvat var arpadan aş eyler, arvat var kişini külbaş eyler.
Atın guyruğuna bakıb giymet vereller.
Atdı, muratdı, ağrısını aldığım arvatdı.
Atdan yıxılan ölmez, eşşekden yıxılan öler
Ata evladına taht yarada biler, baht yarada bilmez
Boğusanda barışmağa üz sakla.
Gaya uçmasa çuxur dolmaz.
Gatranı gaynatsan olmaz şeker,
İt ola, et ola, dayana.
Mal sahabının malı gidende nökerin canı gedir.
İtin haysiyeti çarık aparmak olar.
İtden çox çarık aparan yokdu, gene eyakyalındı.
Yesen dadındı, versen adındı, yığıb saklasan yadındı.
Kasıb itinin adını gümüş goyar.
Gezen ayağa daş deyer
Pişiye dediler: atan yaxşıdı, anan? Dedi: ne o, ne de o.
Tumanın darlığı bezin gıtlığındandı.
Yahşı dost pis günde belli olar.
Ağacı gurt öz içinden yiyer.
Bu ilki serçe bildirki serçeye cik cik öğredir.
Can yanmazsa gözden yaş çıhmaz.
Çobanın gönlü olsa tekeden peynir tutar.
Derziye köç dediler, iynesini sancdı yakasına.
Deryaya daş atmağla su bulanrnaz.
Ev yıhanın evi olmaz.
Deve ile dost olanın darvazası geniş gerek.
Et yiyen guş dimdiğinden belli olar.
Gonşu gonşu olsa kör gız ere gider.
Ucuz etin şorvası olmaz.
Ot kökü üsde biter.
Gurddan gorhan goyun sahlamaz

*********************************************************************

   Ş İ İ R L E R

ONYEDİ YAŞIN NAĞMESİ

-Deniz olmak istiyirem (1) ay ana

öz sinemi gökler için açaram

-Yok ay bala

anan kurban boyuna

deniz olsan seni nice gucaram (2)

 -Zirve olmak istiyirem ay ana

ucalarda (3) her an seni anaram

 -Yok ay bala

anan kurban boyuna

onda nece (4) saçlarının dararam (5)

 -Güneş olmak istiyirem ay ana

ışık alsın menden toprak asuman (6)

 -Yok ay bala

anan kurban boyuna

ışık verir sen özün de (7) yanarsan

 -Bulak (8) olmak istiyirem ay ana

dağdan akım bahçeye men, bağa men.

 -Yok ay bala

anan kurban boyuna

özün dağsan sığar mısın dağa sen?

 -Nağme olmak istiyirem ay ana

men seslenim batma derde gama sen

 -ol ay bala

anan gurban boyuna
sen onsuz da mene sonsuz nağme sen

**************************************************

ŞARKILARDAN ÇECMELER

BİZ HEYBELİDE HER GECE
biz heybeli'de her gece mehtaba çıkardık,
sandallarımız neşe dolar zevke dalardık.
saz seslerinin sahile aksettiği demler,
etrafı bütün şarkı gazellerle yakardık

ADALARDAN BİR YAR GELİR BİZLERE
Adalardan bir yar gelir bizlere
Aman Allah gözlere bak gözlere
İpek çorap varsın düşsün dizlere

Hoş yaratmış Allah pek şirindir billah
İşvebazdır vallah çapkınlardan kolla

Adaların ıssız tenha yolları
Boynumda kaldı o yarin kolları
Menekşeden biçilmiştir şalvarı

Hoş yaratmış Allah pek şirindir billah
İşvebazdır vallah çapkınlardan kolla

BEKLEDİMDE GELMEDİN
Bekledimde gelmedin sevdiğimi bilmedin
Gözyaşımı silmedin hiçmi beni sevmedin söyle söyle hiçmi beni sevmedin
Bir öpücük ver bana yalvarıyorum sana
Beni kucaklasana kolarına alsana söyle söyle hiçmi beni sevmedin


BENİM YARİM GELİŞİNDEN BELLİDİR

Benim yarim gelişinden bellidir
Ak elleri deste deste güllüdür
İbrişim kuşaklı ince bellidir
İnce bellerini sar dedi bana

Gel gel aman gelişine
Gül gül aman gülüşüne kurban olayım
Mestinede deli gönül mestine
Aşık olan gül gönderir dostuna
İpek mendilini attı üstüme
Ağlarsan sevdiğim sil dedi bana

Gel gel aman gelişine
Gül gül aman gülüşüne kurban olayım

NEYLEYİM KÖŞKÜ NEYLEYİM SARAYI
Ah edip inlerim gurbet elinde
Uzaktan göründü benim dağlarım
Yine garip kaldım gurbet elinde
Sevgilimi her gün anar ağlarım

Neyleyim köşkü, neyleyim sarayı
İçinde salınan yar olmayınca

Kimsesiz hem öksüz kaldım bu yerde
Talihim düşürdü beni bu derde
Gözümü kapladı bir kara perde
Evimi yurdumu anar ağlarım

Neyleyim köşkü, neyleyim sarayı
İçinde salınan yar olmayınca


UNUT BENİ
unut beni kalbimdeki hicranla yalniz kalayim
kimsesiz bir yavru gibi kucaginda aglayayim
bu kacinci soz verisin soyle nasil inanayim
kimsesiz bir yavru gibi kucaginda aglayayim

ADA SAHİLLERİNDE
Ada sahillerinde bekliyorum
Yarim seni serian istiyorum
Her zaman yollarını gözlüyorum
beni şad et şadiye başın için

Her zaman sen yalanci ben kani
Her zaman orta yerde bir mani
Her zaman sen uzakta ben müstak
Her telakkide bir hayal-i firak

Nerede o mis gibi leylaklar
Sararip sormak üzre yapraklar
Bana mesken olunca topraklar
Beni şad et şadiye başın için

MADEM KÜSTÜN DARGINDIN
madem küstün dargındın
neden geldin ağladın
rıhtımda boynun büküp
bana mendil salladın
Bu halinle beni bir cefasız yaraladın şifasız yaraladın
Rıhtımda boynun büküp
Bana mendil salladın

AGORA MEYHANESİ
Burası Agora meyhanesi,
Bur da yaşar, aşkların en divanesi, en şahanesi...
Bu gece benim gecem,
Bu gece benim gecem,
Cama vuran her damlada,
Seni hatırlıyorum,
Ve sana susuzluğumu,

Bu akşam ümitlerimi meze yapıp
Ìçiyorum, içiyorum, içiyor, içiyorum


ÇİLE BÜLBÜLÜM ÇİLE
Bülbülüm gel de dile
Söyle benimle bile
Sesini duyur ele
Çile bülbülüm çile, çile bülbülüm çile, çile bülbülüm


Çile, ah çile bülbülüm allah
Çile bülbülüm çile


Issız yuvanda tektin
Çekilmez çile çektin
Kim derdi gülecektin
Çile bülbülüm çile, çile bülbülüm çile, çile bülbülüm


Çile, ah çile bülbülüm allah
Çile bülbülüm çile


Müjde ey güzel kuşum
Bahara erdi kışım
Gülüyor içim dışım
Çile bülbülüm çile, çile bülbülüm çile, çile bülbülüm


Çile, ah çile bülbülüm allah
Çile bülbülüm çile



O AĞACIN ALTI
Gölgesinde mevsimler boyu oturduğumuz

Hep elele vererek hayaller kurduğumuz

Kimi üzgün kimi gün neşeyle dolduğumuz



O ağacın altını şimdi anıyormusun

O güzel günler için bilmem yanıyor musun



Attığımız tarih de çizdiğimiz o kalp de

Silinmemiş duruyor hepsi yerli yerinde

Sen şarkılar söylerdin yatarken dizlerimde


O ağacın altını şimdi anıyor musun

O güzel günler için bilmem yanıyor musun

BİR BAHAR AKŞAMI
Bir Bahar Akşamı Rastladım Size 2*
Sevinçli bir telaş içindeydiniz
Derinden bakınca gözlerinize
Neden başınızı öne eğdiniz - 2 kez

İçimde uyanan eski bir arzu -2 kez
Dedi ki yıllardır aradığım bu
Şimdi soruyorum büküp boynumu ah...
Daha önceleri nerelerdeydiniz - 2 kez –Fin

BİR İHTİMAL DAHA VAR
Bir ihtimal daha var o da ölmek mi dersin söyle canım ne dersin- 2 kez

Vuslatın başka alem sen bir ömre bedelsin ah... sen bir ömre bedelsin- 2 kez

Sukut etme nazlı yar beni mecnun edersin , beni mecnun edersin - 2 kez

Vuslatın başka alem sen bir ömre bedelsin ah... sen bir ömre bedelsin


BU NE SEVGİ AH BU NE IZDIRAP
Bu ne sevgi ah bu ne ızdırap
Zavallı kalbim ne kadar harap
Nasibim olsun bir yudum şarap
Sun da içeyim yarin elinden

Al şu kadehi yaşla doldurma
Düşürme yeter gönlümü gama
Gurubun rengi vurmadan cama
Ver mezesini tatlı lebinden
Bahtım sarılmış simsiyah tüle
Yaşlı gözlerle yalvardım güle
Uzak kalırsan bana acele
Selamlar gönder seher yeliyle

CANA RAKİBİ
Cana rakibi handan edersin

Ben bi nevayı giryan edersin

Biganelerle ünsiyyet etme

Bana cihanı zindan edersin.

ELVEDA MEYHANECİ
Elveda meyhaneci artlık kalamıyorum

Bir başkayım bu akşam sarhoş olamıyorum

Aynı kadeh aynı mey bir tad alamıyorum

Allahım bu nasıl dert sarhoş olamıyorum


GURBET O KADAR ACIKİ
Gurbet o kadar acı

Ki ne varsa içimde

Hepsi bana yabancı

Hepsi başka biçimde



Ne bir arzum ne emelim

Yaralanmış bir elim

Ben gurbette değilim

Gurbet benim içimde

Eriyorum gitgide

Elveda her ümide

Gurbet benliğimi de

Bitirdi bir biçimde



Ne bir arzum ne emelim

Yaralanmış bir elim

Ben gurbette değilim

Gurbet benim içimde.

KALAMIŞ
Yok Başka Yerin Lütfu ne yazdan nede kıştan 2*

Bir tatlı huzur almaya geldik Kalamış'tan Ah Kalamış'tan 2*
Yok zerre teselli ne gülüşten ne bakıştan 2*
Bir tatlı huzur almaya geldik Kalamış'tan Ah Kalamış'tan 2*

İstanbul'u sevmezse gönül aşkı ne anlar aşkı ne anlar
Düşsün suya yer yer erisin eski zamanlar eski zamanlar
Sarsın bizi akşamda şarap rengi dumanlar şarap rengi dumanlar
Bir tatlı huzur almaya geldik Kalamış'tan Ah Kalamış'tan 2*


LEYLA BİR ÖZGECANDIR
Leyla Bir Özgecandır Kara gözlü ceylandır

Doyulmaz hüsnü andır

Kanılmaz bir içim su Leyla , Leyla ah... Leyla

Dillerde söylenen o ,Yollarda gözlenen o

Yürekten özlenen o , Her gönülde o arzu Leyla , Leyla ah... Leyla

Aşıklar levend olsa , Sevdalar kemend olsa

Birbirine kemend olsa , Ele geçmez o ahu Leyla , Leyla ah... Leyla


PİŞMAN OLURDA BİR GÜN
Pişman olurda bir gün dönersen bana geri 2*

Gönül kapım açıktır çalmadan gir içeri 2*

Bana sevgiler sonsuz henüz geçmedi zaman 2*

Gönül kapım açıktır çalmadan gir içeri 2*

SAZLAR ÇALINIR ÇAMLICANIN BAHÇELERİNDE
Sazlar Çalınır Çamlıcanın Bahçelerinde 2*

Bülbül sesi var şarkılarının nağmelerinde , nağmelerinde 2*

Bir taze emel var Şu kızın handelerinde , handelerinde 2*

Bülbül sesi var şarkılarının nağmelerinde , nağmelerinde 2
SEVEMEZ KİMSE SENİ
Sevemez kimse seni benim sevdiğim kadar

Sevgilim sen olmazsan yaşamak neye yarar


Her gün seni düşünür her an seni yaşarım

Seni sevmekten değil kaybetmekten korkarım

Bir gün beni unutup başkalarına bakma

Birazcık sevgin varsa beni sensiz bırakma

Her gün seni düşünür her an seni yaşarım

Seni sevmekten değil kaybetmekten korkarım

YANGIN OLUR BİZ YANGINA GİDERİZ
Yangın olur biz yangına gideriz

Düz ovada keklik gibi sekeriz

Yokuşlarda şahin gibi uçarız

Sandık sandıklar içinde çok şanımız var

Hazreti mevlaya yalvarmamız var

Beyoğlundan kalktık sandık selamet

Galataya vardık koptu kıyamet

Hurşit Reis sandık sana emanet

Sandık sandıklar içinde çok şanımız var

Hazreti mevlaya yalvarmamız var.

GECELER
Zulmetle ayrılık bestesi yapan

Beni düşünceye salan geceler

Ruhumda titreyen son nuru kapan

Neşeyi ümidi çalan geceler.

Geceler geceler ah geceler

Yeter yeter artık bu kadar çile

Nedamet hissiniz gelmez mi dile

Ufukta beliren ilk ışık ile

Ağarmış saçını yolan geceler

Geceler geceler ah geceler.


YAR SAÇLARIN LÜLE LÜLE
Yar saçların lüle lüle,

Yar benziyor beyaz güle.

O gül benim hayatımdır,

Ölürüm de,vermem ele.


Yar yar aman,yar yar aman,

Yar yüreğim oldu keman.

Kavuşmamız yar ne zaman,

Yar ne zaman yar ne zaman.

Yar gözleri üzüm üzüm,

Eller gecem,yar gündüzüm.

O gözlere baka baka,

Soldu yüzüm soldu yüzüm.


Yar yar aman,yar yar aman,

Yar yüreğim oldu keman,

Kavuşmamız yar ne zaman,

Yar ne zaman yar ne zaman.



Yar gülleri beyaz beyaz,

Yarimde naz,bende niyaz.

Aşk faslına başlamadan

Geçti bu yaz,geçti bu yaz.


Yar yar aman,yar yar aman

Yar yüreğim oldu keman.

Kavuşmamız yar ne zaman,

Yar ne zaman yar ne zaman.


GÖZLERİN BİR İÇİM SU
Gözlerin bir içim su içim yandı doğrusu
Öpeyim gözlerinden kalmaz gönül korkusu
Aman güzelim canım güzelim ben sana yanmışım (n)
Güzel sözlerine yeşil gözlerine hep aldanmışım (n)

Saçların ipek midir ipek mi çiçek midir
Yoksa omuzlarına düşen kelebek midir
Aman güzelim canım güzelim ben sana yanmışım (n)
Güzel sözlerine yeşil gözlerine hep aldanmışım

İÇİN İÇİN YANIYOR
için için yanıyor yanıyor bu gönül
Onun için arıyor arıyor bu gönül
O bir vefasızdı o bir hayırsızdı
Neden gönül arıyor
Açık yeşildi gözü güneş gibiydi yüzü
O çok güzeldi ama
Yalancının biriydi aaa
Unut onu gönlüm unut onu sen de

Neden niçin anıyor anıyor bu gönlüm
Onun için soruyor soruyor bu gönlüm
O bir vefasızdı o bir hayırsızdı
Neden gönül arıyor
Açık yeşildi gözü güneş gibiydi yüzü
O çok güzeldi ama
Yalancının biriydi aaa
Unut onu gönlüm unut onu sen de


DAĞLAR DAĞLAR VİRAN DAĞLAR
Dağlar dağlar viran dağlar
Yüzüm güler kalbim ağlar
Yüreğimden kanlar damlar

Bir olaydı pir olaydı
Ne olur benim olaydı

Edirne köprüsü taştan
Sen çıkardın beni baştan
Hem anadan hem gardaştan

Bir olaydı pir olaydı
Ne olur benim olaydı



HAVADA BULUT YOK
Havada bulut yok bu ne dumandır
Mahlede ölüm yok bu ne şivandır
Şu yemen elleri ne de yamandır

Ah o yemendir gülü çemendir
Giden gelmiyor acep nedendir
Burası Huş'tur yolu yokuştur
Giden gelmiyor acep ne iştir

Kışlanın önünde redif sesi var
Bakın çantasında acep nesi var
Bir çift kundurayla bir de fesi var

Ah o yemendir gülü çemendir
Giden gelmiyor acep nedendir
Burası Huş'tur yolu yokuştur
Giden gelmiyor acep ne iştir

VARDAR OVASI
Mayadağ'ın Yıldızıyım,
Ben Annemim Bir Kızıyım,
Efendimin Sağ Gözüyüm.

Vardar Akar Lüle Lüle,
Sesi De Benzer Bülbüle.
Vardar Ovası, Vardar Ovası
Kazanamadım Başlık Parası.

Mayadağ’dan Kalkan Kazlar,
Al Topuklu Beyaz Kızlar,
Yarimin Yüreği Sızlar.

Eğlenemem Aldanamam,
Ben Bu Yerlerde Duramam.
Vardar Ovası, Vardar Ovası
Kazanamadım Sıla Parası.

Vardar Akar Hızlı Hızlı,
Kenarları Karlı Buzlu,
Kara Kaşlı Bana Bakar

Sen Misin Vardar Güzeli.
Sen Misin Vardar Güzeli.
Vardar Ovası, Vardar Ovası
Kazanamadım Sıla Parası.



PENCERENİN PERDESİNİ
Pencerenin perdesini aç bana göster yüzünü
Görmek için ben yüzünü dağları aştımda geldim

Ayışığı ışıldariken bülbül güle fısıldariken
Uzakta kaval çalarken dağları aştımda geldim

GEÇMESİN GÜNÜMÜZ SEVGİLİM YASLA
Geçmesin günümüz sevgilim yasla
O güzel başını göğsüme yasla
Birleşir mi ah aşk ihtirasla
O güzel başını göğsüme yasla

Ela gözlerinde menevişler var
Kor gibi dudaklar ve kızıl saçlar
Okşasam usanmam ta fecre kadar
O güzel başını göğsüme yasla

KIRMIZI GÜLÜN ALI VAR
Kırmızı gülün alı var aman aman
Her gün ağlasam da yeri var
Bugün benim efkarım var aman aman

Ah bu gönül arzu eder seni seni yar seni

Kırmızı gülü budarlar aman aman
Altına meclisi kurarlar
Güzeli candan severler aman aman

Ah bu gönül arzu eder seni seni yar seni


TELGRAFIN TELLERİNE
Telgrafın tellerine kuşlar mı konar
İnsan sevdiğine canım böyle mi yanar
Yanıma gel yanıma,otur şöyle yanıma
Bu gençlikte neler geldi garip başıma

Telgrafın tellerini arşınlamalı
Yar üstüne yar seveni kurşunlamalı
Yanıma gel yanıma,otur hele yanıma
Şu gençlikte neler geldi garip başıma

NEYLEYİM NEYLEYİM BEN BÖYLE YARİ
Neyleyim neyleyim ben böyle yari
Ne ağlayabildim ne gülebildim
Gurbet ellerinde ah çeke çeke
Ne huyuma göre yar bulabildim
Yanarım yanarım boşa yanarım
Verseler sevdiğimi güler oynarım

Elimi atmadık dallar mı kaldı
Başıma gelmedik haller mi kaldı
Gerek aleyhime gerek lehime
Bana söylenmedik diller mi kaldı
Yanarım yanarım boşa yanarım
Verseler sevdiğimi güler oynarım

GÖZLERİN BİR İÇİM SU
Gözlerin bir içim su içim yandı doğrusu
Öpeyim gözlerinden kalmaz gönül korkusu
Aman güzelim canım güzelim ben sana yanmışım (n)
Güzel sözlerine yeşil gözlerine hep aldanmışım (n)

Saçların ipek midir ipek mi çiçek midir
Yoksa omuzlarına düşen kelebek midir
Aman güzelim canım güzelim ben sana yanmışım (n)
Güzel sözlerine yeşil gözlerine hep aldanmışım

GAMZEDEYİM DEVA BULMAM
Gamzedeyim deva bulmam
Garibim bir yuva bulmam
Kaderimdir hep cektigim
Inlerim hic reha bulmam

Elem beni terketmiyor
Hic de afsila vermiyor
Nihayetsiz bu takibe
Dogrusu ömür yetmiyor...

İNDİM HAVUZ BAŞINA
İndim havuz başına / Bir kız çıktı karşıma
Sevda nedir bilmeydim / O da geldi başıma
Gelemem ben, gidemem ben
Her güzele gönül veremem ben
Aç kolların sar boynuma
Üşüdüm üşüdüm saramam ben
Havuz başında durma / Çapkın karşımda durma
Kirpiklerin ok olmuş / Yeter kalbime vurma
Gelemem ben, gidemem ben
Her güzele gönül veremem ben
Aç kolların sar boynuma
Üşüdüm üşüdüm saramam ben


BİR GARİP YOLCUYUM
bir garip yolcuyum
hayat yolunda
yolumu kaybetmiş
perişanım ben

bir garip yolcuyum
hayat yolunda
yolumu kaybetmiş
perişanım ben

mecnun misali
gurbet ellerde
ümitsiz sevginin
kurbanıyım ben

mecnun misali
gurbet ellerde
ümitsiz sevginin
kurbanıyım ben

yalan dünya
herşey bomboş
hancı sarhoş
yolcu sarhoş

yalan dünya
herşey bomboş
hancı sarhoş
yolcu sarhoş

birgün gibi sanki
geçti seneler
ümidim kayboldu
perişanım ben

birgün gibi sanki
geçti seneler
ümidim kayboldu
perişanım ben

alın yazımmış
hayat yolunda
ümitsiz sevginin
kurbanıyım ben

alın yazımmış
hayat yolunda
ümitsiz sevginin
kurbanıyım ben

yalan dünya
herşey bomboş
hancı sarhoş
yolcu sarhoş

yalan dünya
herşey bomboş
hancı sarhoş
yolcu sarhoş

yalan dünya
herşey bomboş
hancı sarhoş
yolcu sarhoş

yalan dünya
herşey bomboş
hancı sarhoş
yolcu sarhoş


SABRET GÖNÜL
Hicran açmıştır sinede yare
Zavallı gönlümün neş-esi kare
Talihin zulmeti yol vermez yare
Bahtım kara, gül kara, sümbül kara

Sabret gönül birgün olur bu hasret biter
Çekilen acılar canım gün olur geçer

Birgül bülbül giymiş kareler
Sinem üzre gözgöz olmuş yareyler
Bu dert beni iflah etmez, pareyler
Benim derdim, dermanın bilen yok

Sabret gönül birgün olur bu hasret biter
Çekilen acılar canım gün olur geçer

BİR BAHAR AKŞAMI RASTLADIM SİZE
Bir bahar akşamı rastladım size
Sevinçli bir telaş içindeydiniz
Derinden bakınca gözlerinize
Neden başınızı öne eğddiniz

İçimde uyanan eski bir arzu
Dedi ki yıllardır aradığım bu
Şimdi soruyorum büküp boynumu
Daha önceleri neredeydiniz



KALBİMİ KIRA KIRA
Senden bana ne kaldı, bir hatıradan başka
Bir daha geri dönmem, yalan kattığın aşka
Kalbimi kıra kıra, bıraktın bir hatıra
Günahını yalancı dudaklarında ara

Gözyaşların boşuna, düşme artık peşime
Yansın yüreğin yansın, şimdi de bende sıra
Kalbimi kıra kıra, bıraktın bir hatıra
Günahını yalancı dudaklarında ara


BUAKŞAM GÜN BATARKEN GEL
bu aksam gün batarken gel [x2]
sakin geç kalma erken gel
aman geç kalma erken gel

tahammül kalmadi artık
tahammül kalmadi artık
aman geç kalma erken gel
sakin geç kalma erken gel

cefa etme bana mahım [x2]
sonra tutar seni ahım [x2]
üzme beni şivekarım [x2]
aman geç kalma erken gel
sakin geç kalma erken gel

HER MEVSİM İÇİMDEN GELİP GEÇERSİN
her mevsim içimden gelip geçersin
sen vefasız yolcu kalbim* viran edersin
merhaba demeden, elveda* dersin
sen vefasız yolcu kalbim* viran edersin
HASTAYIM YAŞIYORUM
Hastayım, yaşıyorum görünmez hayâliyle
Belki bir gün, bir gün diye, beklerim ümîd ile
Çürüyor zavallı kalbim aşkının hasretiyle
Belki bir gün, bir gün diye, beklerim ümîd ile

TADI YOK SENSİZ GEÇEN
Tadı yok sensiz geçen ne bahârın, ne yazın
Kalmadı tesellisi ne şarkının, ne sazın
Sarıldım kadehlere, dermân olur diyerek
Kalmadı tesellisi ne şarkının, ne sazın


BİR İHTİMAL DAHA VAR
Bir ihtimâl daha var, o da ölmek mi dersin?
Söyle canım, ne dersin?
Vuslatın başka âlem, sen bir ömre bedelsin
Sükût etme nazlı yâr, beni mecnun edersin
Vuslatın başka âlem, sen bir ömre bedelsin

BEN GAMLI HAZAN
Ben gamlı hazan, sense bahâr, dinle de vazgeç
Sen kendine kendin gibi bir tâze bahâr seç
Olmaz meleğim böyle bir aşk, bende vakit geç
Sen kendine kendin gibi bir tâze bahâr seç

SAZLAR ÇALINIR
Sazlar çalınır Çamlıca'nın bahçelerinde
Bülbül sesi var şarkıların nağmelerinde
Bir taze emel var şu kızın handelerinde
Bülbül sesi var şarkıların nağmelerinde

CANA RAKİBİ
Cânâ rakîbi handân edersin
Ben bi-nevâyı giryân edersin
Bi-gânelerle ünsiyyet etme
Bana cihânı zindân edersin


NİÇİN BAKTIN BANA ÖYLE
Niçin baktın bana öyle?
Derdin nedir, durma söyle
Durgunsun sular gibi
İçli duygular gibi
Gözlerinde sevdâ var
Derin uykular gibi
Niçin baktın bana öyle?
Derdin nedir, durma söyle
Gül dalında gonca güller
Bülbül sevdâsında çiler
Söyle dermânın olayım
Dertli olan devâ diler
Niçin baktın bana öyle?
Derdin nedir, durma söyle
Mahzûnsun, hayransın
O güzel gözlerle sürmeli ceylansın
Ey hilâl kaşlı, ağlıyor musun?
Kirpiğin yaşlı.
Ben senin nen olayım?
Kulun kölen olayım
Niçin baktın bana öyle?
Derdin nedir, durma söyle

SÖYLEYEMEM DERDİMİ
Söyleyemem derdimi kimseye, dermân olmasın diye
İnleyen şu kalbimin sesini ağyâr duymasın diye
Sakladım gözyaşımı vefâsız o yâr görmesin diye
İnleyen şu kalbimin sesini ağyâr duymasın diye

SENİ BEN ELLERİN OLSUN DİYEMİ SEVDİM
Seni ben ellerin olsun diye mi sevdim?
Herşeyimi uğruna ben boş yere mi verdim?
Yalan sözlerle aldatıp, "seninim" derdin
Herşeyimi uğruna ben boş yere mi verdim?
NASILGEÇTİ HABERSİZ
Nasıl geçti habersiz o güzelim yıllarım
Bâzan gözyaşı oldu, bâzan içli bir şarkı
Her ânını eksiksiz, dün gibi hatırlarım
Dudaklaımda tuzu, içimde durur aşkı
Hani o saçlarına taç yaptığım çiçekler
Hani o güzel gözlü ceylânların pınarı
Hani kuşlar, ağaçlar, binbir renkli çiçekler?
Nasıl yakalamıştım saçlarından bahârı?
Ben hâlâ o günleri anarsam yaşıyorum
Sanki mutluluğumuz geri gelecek gibi
Hâlâ güzelliğini kalbimde taşıyorum
Dalından koparılmış beyaz bir çiçek gibi

YİNE BU YIL ADA SENSİZ
Yine bu yıl Ada sensiz içime hiç sinmedi
Dil'de yalnız dolaştım hep, gözyaşlarım dinmedi
Ben de şaştım nasıl oldu, yüreğime inmedi
Dil'de yalnız dolaştım hep, gözyaşlarım dinmedi

GÖZEMİ GELDİM
Göze mi geldim, sen mi unuttun, gelmiyorsun âh
Öyle karanlık gece ki ruhum, olmuyor sabah
Yüksel ufuktan sineni göster bir gün göreyim
Öyle karanlık gece ki ruhum, olmuyor sabah

ŞU GELEN ATLIMIDIR
Şu gelen atlımıdır yavrum sorun Bağdatlımıdır
Her gelen yari sorar aman yar bu kadar tatlımıdır
Coştum yine dalgalanıyorum ben, yeni yeni sevdalanıyorum ben
Üç kadeh içtim dalgalanıyorum ben ,yeni yeni sevdalanıyorum ben

ÖMRÜMÜZÜN SON DEMİ
Ömrümüzün son demi, sonbaharıdır artık
Maziye bir bakıver neler neler bıraktık
Küserek ayrılırsak olur inanki yazık
Maziye bir bakıver neler neler bıraktık


NASIL GEÇTİ HABERSİZ
Nasıl geçti habersiz o güzelim yıllarım
Bazen gözyaşı oldu, bazen içli bir şarkı
Her anını eksiksiz dün gibi hatırlarım
Dudaklarımda tuzu, içimde yanar aşkın

Hani o saçlarına taç yaptığım çiçekler
Hani o güzel gözlü ceylanların pınarı
Hani kuşlar, ağaçlar binbir renkli çiçekler
Nasıl yakalamıştık saçlarından baharı

Ben hala o günleri anarsam yaşıyorum
Sanki mutluluğumuz geri gelecek gibi
Hala güzelliğini kalbimde taşıyorum
Dalından koparılmış beyaz bir çiçek gibi

BU AKŞAM BÜTÜN MEYHANELERİNİ DOLAŞTIM ISTANBUL' UN
Bu akşam bütün meyhanelerini dolaştım Istanbul' un
Seni aradım kadehlerdeki dudak izlerinde
Canım doya doya sarhoş olmak istiyordu
seni aradım kadehlerdeki dudak izlerinde

DUYDUM Kİ UNUTMUŞSUN GÖZLERİMİN RENGİNİ
Duydum ki unutmuşsun gözlerimin rengini
Yazık olmuş o gözlerden sana akan yaşlara
Bir zamanlar sevginle ateşlenen başımı
Dizlerinin yerine dayasaydım taşlara

Hani bendim yedi renk hani tende can idim
Hani gündüz hayalin geceler rüyan idim
Demek ki senin için aşk değil yalan imiş
Acırım heder olan o en güzel yıllara



DÖNÜLMEZ AKŞAMIN UFKUNDAYIZ
Dönülmez akşamın ufkundayız vakit çok geç
Bu son fasıldır ey ömrüm nasıl geçersen geç
Cihana bir daha gelmek hayal edilse bile
Avunmak istemeyiz böyle bir teselliyle
Aah geniş kanatları boşlukta simsiyah açılan
ve arkasında güneş doğmayan büyük kapıdan
Geçince başlayacak bitmeyen sükunlu gece
Gruba karşı bu son bahçelerde keyfince
Ya şevk içinde harap ol ya aşk içinde gönül
Ya lale açmalıdır göğsümüzde yahut gül
Aah dönülmez akşamın ufkundayız vakit çok geç







UNUTTURAMAZ
Unutturamaz seni hiçbir şey unutulsam da ben
Her yerde sen, herşeyde sen, bilmem ki nasıl söylesem
Bir sisli hazan kesilir ruhum eğer seni görmesem
Neşemde sen, hüznümde sen, bilmem ki nasıl söylesem



AVUÇLARIMDA HALA SICAKLIĞIN VAR
Avuçlarımda hala sıcaklığın var inan
Unuttum dese dilim, yalan billahi yalan
Hasretindir içimde hep alev alev yanan
Unuttum dese dilim, yalan billahi yalan


BİR İLKBAHAR SABAHI
Bir ilkbahar sabahı güneşle uyandın mı hiç
Çılgın gibi koşarak kırlara uzandın mı hiç
Bir his dolup içine uçuyorum sandın mı hiç

Geçen günlere yazık yazık etmişsin gönül sen
Öyleyse hiç sevmemiş sevilmemişsin gönül sen

Albümdeki o resme bakarken ağladın mı hiç
Mazideki günlere kalbini bağladın mı hiç
Unutmayıp adını senelerce andın mı hiç

Geçen günlere yazık yazık etmişsin gönül sen
Öyleyse hiç sevmemiş sevilmemişsin gönül sen


ELBET BİRGÜN BULUŞACAĞIZ
Elbet birgün buluşacağız
Bu böyle yarım kalmayacak
İkimizin de saçları ak
Öyle durup bakışacağız

Belki bir deniz kıyısında
Elele maziyi konuşacağız
Benim içimde yanan ateş var
Sevgilim ne zaman buluşacağız

Belki bir gemi güvertesinde
Sen beni unutmuş için kupkuru
Benim gönlümde hala o arzu
Sevgilim ne zaman buluşacağız
ESKİ DOSTLAR
Unutulmuş birer birer
Eski dostlar eski dostlar
Ne bir selam ne bir haber
Eski dostlar eski dostlar

Hayal meyal düşler gibi
Uçup giden kuşlar gibi
Yosun tutan taşlar gibi
Eski dostlar eski dostlar

Unutulmuş isimlerde
Bilinmez ki nasıl nerde
şimdi yalnız resimlerde
Eski dostlar eski dostlar
GÖZLERİ AŞKA GÜLEN
Gözleri aşka gülen taze söğüt dalısın
Gel bana her gece sen gönlüme dolmalısın
Tatlı gülüş pek yaraşır gözleri ömre bedel
Ah ne güzel ne güzel seni sevmek
Ah ne güzel ne güzel

Sensiz elem bana yar
Doğ benim ömrüme doğ da güneş gibi
Aşkımı tazele gel
Tatlı gülüş pek yaraşır gözleri ömre bedel

Bekleme sonbaharı bir acı rüzgar eser
Gel bana her gece sen saçların bağrıma ser
Tatlı gülüş pek yaraşır gözleri ömre bedel
Ah ne güzel ne güzel seni sevmek
Ah ne güzel ne güzel

Sensiz elem bana yar
Doğ benim ömrüme doğ da güneş gibi
Aşkımı tazele gel
Tatlı gülüş pek yaraşır gözleri ömre bedel







GEÇMESİN GÜNÜMÜZ SEVGİLİM YASLA
Geçmesin günümüz sevgilim yasla
O güzel başını göğsüme yasla
Birleşir mi ah aşk ihtirasla
O güzel başını göğsüme yasla

Ela gözlerinde menevişler var
Kor gibi dudaklar ve kızıl saçlar
Okşasam usanmam ta fecre kadar
O güzel başını göğsüme yasla

KADEHİNDE ZEHİR OLSA
Kadehinde zehir olsa, ben içerim bana getir
Dudakların mühür olsa, ben açarım bana getir
Ağladığın geceleri, kalbindeki acıları
Çekinmeden bana getir, sen tükenme beni bitir

Aşk bağının gülü ol da, dikenini bana batır
Bakma canım yandığına, sorma benim halim nedir
Ağladığın geceleri, kalbindeki acıları
Çekinmeden bana getir, sen tükenme beni bitir








NASIL GEÇTİ HABERSİZ
Nasıl geçti habersiz o güzelim yıllarım
Bazen gözyaşı oldu, bazen içli bir şarkı
Her anını eksiksiz dün gibi hatırlarım
Dudaklarımda tuzu, içimde yanar aşkın

Hani o saçlarına taç yaptığım çiçekler
Hani o güzel gözlü ceylanların pınarı
Hani kuşlar, ağaçlar binbir renkli çiçekler
Nasıl yakalamıştık saçlarından baharı

Ben hala o günleri anarsam yaşıyorum
Sanki mutluluğumuz geri gelecek gibi
Hala güzelliğini kalbimde taşıyorum
Dalından koparılmış beyaz bir çiçek gibi 


YONTMA TAŞ DEVRİNDEN GÜNÜMÜZE MELEKLİ
 
BEŞ BİN YILLIK YERLEŞKE
YONTMA TAŞ DEVRİNDEN GÜNÜMÜZE MELEKLİ
bugüne kadar yapılan çeşitli arkeolojik ve prehistorik (tarih öncesi) araştırmalar, bölgedeki yerleşmelerin insanlık tarihi kadar eski olduğunu, bölgenin bir çok medeniyete ve uygarlığa beşiklik ettiğini ortaya koymaktadır. Iğdırın Melekli Beldesi Kültepe mevkiinde bulunan kara obsidiyen taş aletlerle, çakmak taşından yapılmış aletler, mezolitik (yontma taş) devrin bölgede de yaşandığını göstermektedir. Iğdır (Melekli) ile ilgili olarak bugüne kadar yapılan çeşitli arkeolojik araştırmalar sonucu, Iğdır bölgesine ilk yerleşen kavim Orta Asya'dan (M.Ö. 4000) tarihinde gelen Hurriler'dir. Asyanik adı altında isimlendirilen bu toplulukla birlikte gelen diğer kavimler önce insanlık açısından önemli olan polan madenleri ve yazıyı keşfetmişlerdir. Selçuklular, Kayılar gibi bir çok Türk Boyuna ev sahipliği yapan Melekli Urartular Moğollar, Çingizler, İlhanlılar Celayırlılar, Karakoyunlular Akkoyunluların hakimiyetine girmiş, ayrıca Akkoyunlu Hükümdarı Uzun Hasan ve selçuklu hükümdarı Melikşah’ a da mekan olmuştur. Yukarıdanda anlaşılacağı gibi 5000 yıllık bir tarihi olan melekli beldemizin tarihini korumalı bu hususta açık hava müzesi , kültür sanat galerisi gibi çalışmalar yaparak meleklinin tarihini gelecek nesillere aktarmalıyız.
KIRIM’DAN TÜRKİYE’YE KIRIM TATAR GÖÇLERİ
 
KIRIM’DAN TÜRKİYE’YE KIRIM TATAR GÖÇLERİ
Doç. Dr. Hakan KIRIMLI
(Bilkent Üniversitesi)

Kırım’dan Türkiye’ye kitle göçleri, esas olarak 1783’de Kırım Hanlığı’nın ortadan kaldırılarak Rusya İmparatorluğu’nun Kırım’ı ilhâkını müteakip gerçekleşmiştir. Bununla birlikte, 1783 öncesinde de Kırım’dan Osmanlı topraklarına pek bilinmese de, azımsanmayacak boyutlarda göçler olmuştur. Bugünkü Türkiye Cumhuriyeti arazisi üzerinde Kırım’dan gayet eski tarihlerde gelmiş insanlara ait muhafaza edilebilmiş veriler mevcuttur. Meselâ, XVI. asrın son çeyreğinde Altın Orda Hanı Toktamış Han tarafından Kırım’dan binlerce Kıpçak’ın (o dönemde henüz Osmanlı hâkimiyetinde olmayan) Kars ve Iğdır havalisine iskân edildiğini biliyoruz. Günümüzde Iğdır ve çevresinde başta MELEKLİ olmak üzere Karakoyunlu ve Taşburun civarında bir çok kırım tatarı yaşamaktadır, bu bölgede çok ünlü bir sülâle olan Hatunoğulları daha Kırım Hanlığı kurulmamışken bölgeye yerleştirilen bu insanların soyundan gelmektedir. bu doğrultuda yapılan bir çok araştırmada (Nihat Çetinkaya) Meleklide kulanılan lehçenin kırım Tatar kıpçak lehçesi olduğu kanıtlanmıştır.
MELEKLİ İNSANININ DEMOGRAFİK YAPISI:
 
MELEKLİ İNSANININ DEMOGRAFİK YAPISI:
Melekli Iğdır Merkez ilçeye bağlı yaklaşık 6000 nüfusa sahip bir kasabadır, nüfusunun büyük çoğunluğu yerli TATAR Türklerinden oluşmaktadır, Erivan, Nahçivan, Tebriz, Hoy, Türkleride Meleklide belli bir nüfusa sahiptir, ayrıca bir çok kaynakta Moğolların (Çağataylar) Anadolu seferinden sonra bir kısmının Erivan bölgesine yerleşmesi ve daha sonra buradaki Moğolların 19.Yüzyılın başlarında göç ederek Melekli ye yerleştikleri sanılmaktadır. yapılan bir çok incelemelerde Meleklide konuşulan dil Azerbaycan Türkçesi ağırlıklı olup Kıpçak yada Çağatay lehçesinin yaygın olduğunu anlaşılmaktadır. Melekli nüfusunun büyük bir bölümünü gençler teşkil etmekte ve genellikle sima olarak badem gözlü orta asya halklarını anımsatan görünüşe sahiptirler.
GELENEKLERİNE BAĞLIDIRLAR
 
GELENEKLERİNE BAĞLIDIRLAR: Kasaba halkı geleneklerine,örf ve adetlerine oldukça bağlıdır. Misafirperverlik, kasaba halkının önde gelen özelliklerinden biridir. Bu nedenle kasabaya dışarıdan gelen öğretmen, imam, doktor ve hemşireler köylüler tarafından el üstünde tutulur.
1960' li yıllarda köyümüzde iş sıkıntısı olmadığından ve melekli topraklarının verimli olmasından dolayı ığdırın diğer köyleri kadar dışarıya çalışmaya giden fazla olmamıştır. Fakat artan nüfusla birlikte köyümüzde devlet dairelerine yerleşenlerin sayısında üst düzeyde bir artış olmuş ayrıca almanya, isviçre, hollanda, belçika, abd, romanya ve metropol şehirler başta olmak üzere melekli nufusuna kayıtlı 15 binin üzerinde hemşerimiz olduğu bilinmektedir. kısacası gittiğiniz her yerde ve her kamu kuruluşunda bir melekli insanına rastlamanız mümkündür. Melekli kendi sadeliğini koruyarak dışarıdan fazla göç almamıştır.%70 i birbiriyle akraba olan ve kendi aralarında içli dışlı olan bu güzide kasabada her türlü yardımlaşmanın had safhaya ulaşmış olması ayrı bir güzellik ve neşe kaynağıdır Melekli insanı Iğdır ve çevresinde orta Asya Türk kültürünü en iyi yaşatan belde olarak tanımlanır, devlet geleneklerine oldukça bağlı ve Cumhuriyetçidirler, Nevruz kutlamalarının en iyi yapıldığı yer ve 1930 lu yılardan beri Atatürkün çıkarmış olduğu şapka devriminin Iğdır bölgesinde en çok uygulandığı yer olarak bilinir ayrıca yaşlılar ve gençlerde kılık kıyafet çağımıza uygun ve moderndirler.

GEÇİM KAYNAĞI: Iğdır ovasının en verimli arazilerine sahip olan Melekli genelde tarım ve hayvancılıkla uğraşır büyükbaş hayvancılıkta önemli statüye sahip olan Melekli ayrıca kavun, karpuz, domates, patlıcan, biber, buğday, arpay, mısır , ayçiçeği, elma, kayısı, armut, şeftali, erik ve kavak yetiştiriciliği başlıca geçim kaynaklarındandır, son zamanlarda seracılıkta Iğdır da marka haline gelen melekli nahçivan iran Ermenistan yolu üzerindeki güzergahın belediye tarafından imara açılmas ı ve fabrikaların burada yoğunlaşmasıyla Iğdır ın en önemli sanayi ve yatırım bölgesi haline gelmiştir, son zamanlar Iğdır halkının Melekli asfalt boyunca mesire ve dinlenme alanı olarak marka haline gelen semaver çayları, mangal ve kendin pişir kendin ye tesisleride belde ekonomisine önemli katkı sağlamaktadır.
 
şu ana kadar 109371 ziyaretçikişi burdaydı!
MELEKLİ HÜRSES GAZETESİ Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol