işadamı Turgut Kuban kimdir ?
TURGUT KUBAN
İŞ ADAMI BURSA

Melekli-RAMAZANOĞULLARI AİLESİ'nin çok sevilen evladı TURGUT KUBAN 11 Mayıs 2010'da Bursa'da toprağa verildi. 70 Yaşında hayata gözlerini yuman hemşehrimiz TURGUT KUBAN; Rahmetli Hacı Hacer ve Hacı Esat Kuban'ın oğluydu.
Emekli Banka Müdürü Ziya Kuban ile Eczacı Şerafettin Kuban'ın Kardeşi, İtalya'da mühendis olan Yusuf Kemal Kuban, rahmetli Necmettin Kuban ve Mimar Selahattin Kuban'ın ağabeyileriydi. Bilgütay, Tolga ve Nilgün'ün sevgili babası Berna Kuban'ın saygın ve sevgili eşiydi.
İTÜ Mimarlık bölümünü bittirdikten sonra, uzun bir süre Erzurum'da Mimar - Müteahitlik yapan acı kayıp hemşehrimiz TURGUT KUBAN, daha sonra Bursa'ya yerleşerek burada aynı işleri sürdürdü.
TURGUT KUBAN'IN ölümü hem Iğdırlı hemşehrilerini hem de başta Erzurum ve Bursa olmak üzere tüm Türkiye'de tanıyanlarını oldukça derinden üzdü.
Dürüstlüğü, candanlığı ve de güleryüzlülüğü ile kendinden söz ettiren TURGUT KUBAN, öte yandan da oldukça yardımsever bir Iğdırlı hemşehrimizdi.

BURSA YEREL GAZETELERİNDE TURGUT KUBAN HAKKINDA ÇIKAN YAZILAR

Yıllar önce Hakimiyet’te birlikte çalışmıştık… Hatta, 1983 Aralık ayında köşe yazarı olarak ilk yazımız yayınlandığında okurun karşısına köşe yazarı olarak ilk kez onun hazırladığı, içinde politikacıların kaynadığı, altında odunların alev alev yandığı grafikteki köşe başlığı ile çıkmıştık…
Biz haberi ondan, yani eski dostumuz ve arkadaşımız Murat Altınseren’den duyduk.
Telefonu açıp “Müdür, haberin var mı, Turgut Kuban ölmüş” dediğinde bir an buz kestiğimizi hissettik. “Emin misin?” sorusu ağzımızdan çıktığında ise, haberinin kaynağını söyledi:
“Önümde Olay gazetesi var. Vefat ilanını orada okudum.”
Sonra…
Gazeteciler Cemiyeti’ne geldiğimizde, gazetecilikteki ilk günümüzden bu yana hep dost kaldığımız ve uzun bir yolu birlikte yürüdüğümüz kadim arkadaşımız, gazeteciliği ve haberi her dakika ruhunda yaşayan meslektaşımız Erdal Çolak gazeteyi önümüze koydu:
“Haberin var mı, Turgut Kuban ölmüş. Bak burada vefat ilanı var.”
İlana bakarken eski günlere dalıp gittik.
Eski günler dediğimiz de öyle tarih öncesi falan değil, bundan 25 yıl öncesinin Bursa’sı gözümüzde canlandı.
Turgut Kuban 80’li yılların ilk yarısında Bursa’nın en güçlü müteahhitlerinden biriydi. Devlet işi yapardı. Yaptıkları da öyle küçük işler değil, hepsi büyük yatırım tarzında işlerdi. Koca koca tesislerin kamu yatırım olarak müteahhitliğini üstlendi, yollar yaptı.
Bursa ve yakın çevresine araç ve iş makinesi parkı en büyük müteahhiti olarak tanınırdı. Hatta Türkiye sıralamasında yer alırdı.
O yıllar…
Kuban’ya tanışmak, görüşmek, elini sıkıp sohbet etmek için insanlar aracılardan yardım isterlerdi.
Ön plana çıkmayı asla sevmeyen, perde arkasında ise elini yardım ihtiyacı hisseden herkese ve her kuruma uzatan pırıl pırıl bir insandı.
Sonra…
Anavatan Partisi
ile birlikte siyasete atıldı. Hüsamettin Örüç’ün il başkanı olduğu dönemde yönetimindeydi.
ANAP’ın ilk il kongresinde Hüsamettin Örüç ve rahmetli Abdülvahit Cengiz ile birlikte il başkanlığı yarışına girdi.
Aday olduğu süreçte İntam’daki büyük çalışma ofisi dolup boşalıyordu. Adeta Bursa oraya akıyordu. O süreci yakından izlediğimiz için iyi biliyoruz; insanlar önünde kuyruk olmasına karşın Turgut Kuban çıkıp da kimseye “Bana oy verin” demedi, diyemedi.
Çünkü…
Onun terbiyesi, insanlara baskı yapmaya engeldi. Siyasete bir şeyler katmak istiyordu ama o “oy istemenin insanlara baskı oluşturacağına” inandığı için vaadlerde bulunmaktan bile kaçınıyordu.
Zaten…
Siyasetin klasik işleyişine ayak uyduramadığı için siyasi yaşamı pek fazla sürmedi, saygınlığından ve beyefendiliğinden hiç taviz vermedi.
Bursa’ya çok şey kattı.
Son yıllarda sağlık sorunlarıyla boğuştuğunu duyuyorduk. Ama ölüm haberini dostlardan duyup gazete ilanında okuyunca gerçekten içimiz bir tuhaf oldu.
Bu noktada…
İşin bir başka boyutu olarak da zamanın acımasızlığıyla toplum hafızasının da silinmesi dikkati çekiyor. Toplumsal hafıza silinmesinden etkilenen kurumlarımız arasında ne yazık ki yerel medyayı da saymak gerekiyor. Oysa yerel medyanın öncelikli görevleri arasında kent hafızası olarak da görev üstlenmesi yer alıyor.
Yerel medyanın Bursa’nın 25 yıl öncesini bilmemesini ya da 25 yıl önce bu kente damga vuran insanları tanıyamamasını o nedenle daha fazla önemsedik.
Bursa’nın bir dönemine damga vuran insanların ölüm haberlerinin gazetelerin iç sayfalarında küçük bir ilan olarak kalması gerçekten düşündürücü.
Bu arada…
Rahmetli Turgut Kuban’a rahmet, tüm sevenleri ve tanıyanlarına da başsağlığı diliyoruz
YONTMA TAŞ DEVRİNDEN GÜNÜMÜZE MELEKLİ
 
BEŞ BİN YILLIK YERLEŞKE
YONTMA TAŞ DEVRİNDEN GÜNÜMÜZE MELEKLİ
bugüne kadar yapılan çeşitli arkeolojik ve prehistorik (tarih öncesi) araştırmalar, bölgedeki yerleşmelerin insanlık tarihi kadar eski olduğunu, bölgenin bir çok medeniyete ve uygarlığa beşiklik ettiğini ortaya koymaktadır. Iğdırın Melekli Beldesi Kültepe mevkiinde bulunan kara obsidiyen taş aletlerle, çakmak taşından yapılmış aletler, mezolitik (yontma taş) devrin bölgede de yaşandığını göstermektedir. Iğdır (Melekli) ile ilgili olarak bugüne kadar yapılan çeşitli arkeolojik araştırmalar sonucu, Iğdır bölgesine ilk yerleşen kavim Orta Asya'dan (M.Ö. 4000) tarihinde gelen Hurriler'dir. Asyanik adı altında isimlendirilen bu toplulukla birlikte gelen diğer kavimler önce insanlık açısından önemli olan polan madenleri ve yazıyı keşfetmişlerdir. Selçuklular, Kayılar gibi bir çok Türk Boyuna ev sahipliği yapan Melekli Urartular Moğollar, Çingizler, İlhanlılar Celayırlılar, Karakoyunlular Akkoyunluların hakimiyetine girmiş, ayrıca Akkoyunlu Hükümdarı Uzun Hasan ve selçuklu hükümdarı Melikşah’ a da mekan olmuştur. Yukarıdanda anlaşılacağı gibi 5000 yıllık bir tarihi olan melekli beldemizin tarihini korumalı bu hususta açık hava müzesi , kültür sanat galerisi gibi çalışmalar yaparak meleklinin tarihini gelecek nesillere aktarmalıyız.
KIRIM’DAN TÜRKİYE’YE KIRIM TATAR GÖÇLERİ
 
KIRIM’DAN TÜRKİYE’YE KIRIM TATAR GÖÇLERİ
Doç. Dr. Hakan KIRIMLI
(Bilkent Üniversitesi)

Kırım’dan Türkiye’ye kitle göçleri, esas olarak 1783’de Kırım Hanlığı’nın ortadan kaldırılarak Rusya İmparatorluğu’nun Kırım’ı ilhâkını müteakip gerçekleşmiştir. Bununla birlikte, 1783 öncesinde de Kırım’dan Osmanlı topraklarına pek bilinmese de, azımsanmayacak boyutlarda göçler olmuştur. Bugünkü Türkiye Cumhuriyeti arazisi üzerinde Kırım’dan gayet eski tarihlerde gelmiş insanlara ait muhafaza edilebilmiş veriler mevcuttur. Meselâ, XVI. asrın son çeyreğinde Altın Orda Hanı Toktamış Han tarafından Kırım’dan binlerce Kıpçak’ın (o dönemde henüz Osmanlı hâkimiyetinde olmayan) Kars ve Iğdır havalisine iskân edildiğini biliyoruz. Günümüzde Iğdır ve çevresinde başta MELEKLİ olmak üzere Karakoyunlu ve Taşburun civarında bir çok kırım tatarı yaşamaktadır, bu bölgede çok ünlü bir sülâle olan Hatunoğulları daha Kırım Hanlığı kurulmamışken bölgeye yerleştirilen bu insanların soyundan gelmektedir. bu doğrultuda yapılan bir çok araştırmada (Nihat Çetinkaya) Meleklide kulanılan lehçenin kırım Tatar kıpçak lehçesi olduğu kanıtlanmıştır.
MELEKLİ İNSANININ DEMOGRAFİK YAPISI:
 
MELEKLİ İNSANININ DEMOGRAFİK YAPISI:
Melekli Iğdır Merkez ilçeye bağlı yaklaşık 6000 nüfusa sahip bir kasabadır, nüfusunun büyük çoğunluğu yerli TATAR Türklerinden oluşmaktadır, Erivan, Nahçivan, Tebriz, Hoy, Türkleride Meleklide belli bir nüfusa sahiptir, ayrıca bir çok kaynakta Moğolların (Çağataylar) Anadolu seferinden sonra bir kısmının Erivan bölgesine yerleşmesi ve daha sonra buradaki Moğolların 19.Yüzyılın başlarında göç ederek Melekli ye yerleştikleri sanılmaktadır. yapılan bir çok incelemelerde Meleklide konuşulan dil Azerbaycan Türkçesi ağırlıklı olup Kıpçak yada Çağatay lehçesinin yaygın olduğunu anlaşılmaktadır. Melekli nüfusunun büyük bir bölümünü gençler teşkil etmekte ve genellikle sima olarak badem gözlü orta asya halklarını anımsatan görünüşe sahiptirler.
GELENEKLERİNE BAĞLIDIRLAR
 
GELENEKLERİNE BAĞLIDIRLAR: Kasaba halkı geleneklerine,örf ve adetlerine oldukça bağlıdır. Misafirperverlik, kasaba halkının önde gelen özelliklerinden biridir. Bu nedenle kasabaya dışarıdan gelen öğretmen, imam, doktor ve hemşireler köylüler tarafından el üstünde tutulur.
1960' li yıllarda köyümüzde iş sıkıntısı olmadığından ve melekli topraklarının verimli olmasından dolayı ığdırın diğer köyleri kadar dışarıya çalışmaya giden fazla olmamıştır. Fakat artan nüfusla birlikte köyümüzde devlet dairelerine yerleşenlerin sayısında üst düzeyde bir artış olmuş ayrıca almanya, isviçre, hollanda, belçika, abd, romanya ve metropol şehirler başta olmak üzere melekli nufusuna kayıtlı 15 binin üzerinde hemşerimiz olduğu bilinmektedir. kısacası gittiğiniz her yerde ve her kamu kuruluşunda bir melekli insanına rastlamanız mümkündür. Melekli kendi sadeliğini koruyarak dışarıdan fazla göç almamıştır.%70 i birbiriyle akraba olan ve kendi aralarında içli dışlı olan bu güzide kasabada her türlü yardımlaşmanın had safhaya ulaşmış olması ayrı bir güzellik ve neşe kaynağıdır Melekli insanı Iğdır ve çevresinde orta Asya Türk kültürünü en iyi yaşatan belde olarak tanımlanır, devlet geleneklerine oldukça bağlı ve Cumhuriyetçidirler, Nevruz kutlamalarının en iyi yapıldığı yer ve 1930 lu yılardan beri Atatürkün çıkarmış olduğu şapka devriminin Iğdır bölgesinde en çok uygulandığı yer olarak bilinir ayrıca yaşlılar ve gençlerde kılık kıyafet çağımıza uygun ve moderndirler.

GEÇİM KAYNAĞI: Iğdır ovasının en verimli arazilerine sahip olan Melekli genelde tarım ve hayvancılıkla uğraşır büyükbaş hayvancılıkta önemli statüye sahip olan Melekli ayrıca kavun, karpuz, domates, patlıcan, biber, buğday, arpay, mısır , ayçiçeği, elma, kayısı, armut, şeftali, erik ve kavak yetiştiriciliği başlıca geçim kaynaklarındandır, son zamanlarda seracılıkta Iğdır da marka haline gelen melekli nahçivan iran Ermenistan yolu üzerindeki güzergahın belediye tarafından imara açılmas ı ve fabrikaların burada yoğunlaşmasıyla Iğdır ın en önemli sanayi ve yatırım bölgesi haline gelmiştir, son zamanlar Iğdır halkının Melekli asfalt boyunca mesire ve dinlenme alanı olarak marka haline gelen semaver çayları, mangal ve kendin pişir kendin ye tesisleride belde ekonomisine önemli katkı sağlamaktadır.
 
şu ana kadar 109023 ziyaretçikişi burdaydı!
MELEKLİ HÜRSES GAZETESİ Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol